Karaburun Küçükbahçe'de tarlada mandalina 30-40 kuruş!
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Karaburun Küçükbahçe'de tarlada mandalina 30-40 kuruş!

22 Ocak 2015 - 08:53

Bilmeyenler için İzmir'in Karaburun ilçesi mis gibi kokan nergizleri, enginarları ve narenciyesi, limonları, mandalinaları, narları ile büyük şehirlerin en çok rağbet ettiği gıdaları, çiçekleri, meyveleri, üzümleri ve arı kovan balı, doğal deniz balıkları ile çok meşhurdur.

Bu gıdalarda ve meyvelerde başı Yarımada'nın Ege Denizi'ne bakan Küçükbahçe Köyü çekmektedir.

Sit alanları yüzünden yasaklar karşısında köylü çocuklarına ev yapamayarak göçü şehirlere çevirse de Küçükbahçe meyveleri içinde ülke mandalinaları içinde çok farklı tada sahip bal gibi tatlı meyvelere sahip bir köyümüzdür.

Küçükbahçe aynı zamanda benim sağlık merkezim ve ikamet ettiğim köyümdür.

Sağlık merkezim dedim!

Köyümde 4 saat uyku bir insana yetmektedir.

Yani hareket etmenize gerek kalmadan oturduğunuz yerde ciğerleriniz bol bol oksijenle dolmaktadır.

Dahası buraya gelen şeker, kalp ve astım hastaları, hatta tansiyon hastaları bazen ilaç dahi almadan çok rahat etmektedirler.

Bölgede sağlık merkezlerinin yapılacağı, planlara alındığı bilgileri tarafımıza gelmektedir.

Burada şehirlerin gürültüsü hiç olmaz, sadece rüzgarın ıslık sesini ve kuşların cıvıltısını duyarsınız.

Hava kirliliği de bulunmaz, Ege Denizi içine kıvrıldığı için sanayii ve fabrikaların kirli dumanlarından, arabaların egzoz dumanlarından çok uzaksınızdır.

Burada elektronik aletlerin başta cep telefonları, baz istasyonları enterferans kirliliği de az olan aletler yüzünden rahatsız olmazsınız beyniniz yorulmaz.

Deniz kenarında sadece dalga sesini duyar, elinizde olta günlük balığınızı avlar bütçenize katkıda bulunursunuz.

Kısaca Karaburun Küçükbahçe yani köyüm çevre kirlilikleri yaşayan ülkemizde benim cennetimdir.

Tek sorun deniz koylarımızdan halen açık denizlere gideceğiz diyen ama bir türlü gitmeyen balık çiftlikleri ile son zamanlarda rüzgar enerjisi ülkemize lazım derken "çok sayıda rüzgar gülü kurmaya kalkınca" doğayı çevreyi yeşili yok eden RES'ler yani rüzgar enerji santralleri yani rüzgar gülleridir.

Her gün Tv'leri izlerken büyük şehirlerden görüntü haberlerinde meyve fiyatları içinde limonların kilosu 5 TL'ye mandalina fiyatlarının 2.5-3 TL'ye satıldığını ve halkın kazıklandığını gördükçe inanın kahroluyorum!

Küçükbahçe köylümüz bir kaç ay evvel tarlada mandalinayı 80 kuruşa satmaya çalışırken, müşteri azlığından ve girdi fiyatları ile mazotun yani akaryakıtın devasa yüksekliği yüzünden malını satamayarak 30-40 kuruşa indirdiğini biliyor musunuz?

Ama aracılar bu kadar yok pahasına aldıkları muhteşem bal gibi tatlı mandalinaları elden ele ekleye ekleye büyük şehirlerde 10 misli fiyatla satması köylümüzün bitirilmesi, tüketicimizin resmen kazıklanması demektir diyoruz.

AB bundan yaklaşık 7-8 yıl önce ülkemiz ile anlaşmalara gitti ve köy nüfusumuzun yüzde 23'lerde olduğunu, bunun çok fazla olduğu yüzde 9'lara düşürülmesinin şart olduğunu bize dayattı, kabul ettirdi. (Çok uyanık AB kendi köylüsünün elindeki stok fazlası ve tapon malları için en güzel pazar olarak kalabalık ülkemizi bulup satmak için dayatırken kendi köylüsünü ihya etti bizim köylülerimizi bitirdiler tarımımızı paspas yapıp ele ayağa düşürdüler.)

Sonuç olarak girdi fiyatları ile akaryakıt fiyatları katmerli artırılınca köylüye havlu attırıldı ve köyden kente göçler başladı, halen devam etmektedir.

Ancak son Soma kömür madeni faciası ile ortaya çıktı ki köylülerimiz diğer şehirlere göç edenler köle olmuşlar ama beleşe iş de bulamamışlar perişanlıkları yaşamaya başlamışlardır.

Köylü bu durumda ne yapacaktır?

Malı beleşe getirilmiş açlık çektirilmeye başlanmıştır.

Bu durumda ne ekecek, ne biçecek ailesini geçindirecek, çocuklarını okutacak ve hanesinde duman tüttürecektir?

Daha 13 yıl öncesinde tarımda "dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz" diye gururla sevinirken, şimdilerde pamuğumuzu dahi komşumuz Yunanistan'dan alıyoruz.

Hatta meraları kapattığımız için ot bulunmayınca saman ve ot ithal eden ülke olduk, bu nasıl bir tarımı yok etmedir?

Biz 16 milyar dolar gıda ürününü dışarıya ihraç ederken, Konya ilimiz yüzölçümü kadar olan Hollanda devleti tam 87 milyar dolar tutarında gıda ürünlerini dışarıya ihraç etmektedir.

Nasıl bu örnek karşısında gurur duymalı mıyız?

Küçükbahçe benim cennetim ama tarım ülkede yok edilirken köyümde ülkemizin en muhteşem mandalinalarının tarlada 30–40 kuruşa satılmasını kabul etmemiz asla mümkün değildir.

Köylüme ve yurdum köylülerimize tarımın bu yok edilişi karşısında birleşin, kooperatifleri, birlikleri kurun ve ürettiğiniz gıdaların beleşe gitmesine artık mani olun diye tavsiyelerde bulunuyorum.

Birlikten kuvvet doğar unutmayalım diyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum