Küresel iklim değişikliği ülkemizi fena vurdu.
Ülkemiz baştan aşağı kuzey bölgelerimiz dışında sıcaklardan yanıyor, yanıyoruz.
Biz yıllar evvel elinize geçen iğne yapraklı çam fidanlarını ve aşırı sıcaklara dayanıklı diğer çöl ağaçlarını yaşam yerlerinize dikin sulayın dedik durduk.
Şimdilerde işte o ağaç sever insanlarımızın diktiği fidanların büyümesiyle ağaç olmasıyla altlarında gölgelerinden yararlanıyor, serinlemeye çalışıyoruz.
İnsan boyunu aşan en küçük fidanın bile gölgesi güneşten sizi korunmaya yetiyor.
Bu durum hep böyle gidecek ve sıcaklıklar her gün biraz daha artacak diyor bilim adamlarımız.
Hatta yazlar kışlar birbirlerine karışacak hale gelecek diyoruz.
Ya susuzluk ne olacak?
Devasa büyük şehirlerde yakında barajlarda su kalmayacak ve şehirler kokmaya başlayacak, su olan yerlere bölgelere göçler başlayacak.
Akarsularımızın bu kadar kıymetli olduğunu gören rantçı zihniyet bu suları yabancılara satıp, ceplerimizdeki son kalan kuruşları da sulara verdirip, kendi ülkemizde köle yapacaklar uyanmazsak.
Halbuki su bir yaşam hakkıdır ve para ile alınıp satılamaz der evrensel kanunlar.
Millet yazlık peşinde ama insanların ilk baktıkları deniz manzarası var mı.
Halbuki çok yakında yazlık aldıkları bölgede içme su kaynakları yoksa aldıkları evler ellerinde kalacak, satmaya kalksalar da satamayacaklar susuzluktan.
İşte küresel iklim değişikliğine karşı ilk tedbir su olacak, diğer tedbir acil olarak ağaç dikip bulunduğumuz yaşam yerlerini kavurucu sıcaklara karşı ağaç gölgeleri ile korumak olmalıdır.
İğne yapraklı çam ağaçları ve çöl iklimine dayanıklı ağaçların dışındaki çeşitli ağaçların bu sıcak iklime ayak uydurmaları bize göre çok zor olup bir müddet sonra kurumaya başlayacaklardır.
Geçen gün baktım arabamın içinde sıcaklık 50 + dereceyi gösteriyor.
Arabamın iç döşemeleri sıcaklardan atmaya, dış boyaları yanmaya başlamış durumda.
Kısaca arabalar durdukları yerde ağaç gölgeleri yoksa aşırı sıcaklardan fabrika imalatları atmaya bozulmaya başlıyor.
İnsanoğlu yaşam alanlarını kendi eliyle yarattığı gibi şimdilerde atmosfere devasa fosil yakıt dumanlarını vererek sonunu hızla hazırlıyor, yok oluşa gidiyor.
Kim durduracak bu karbon gazı çıkaran dumanlı fosil yakıt kullanmayı?
Ne zaman kim ve kimler, güneş, rüzgar ve jeotermal gibi atmosferi ve doğayı asla kirletmeyen enerjilere geçmeyi sağlayacaklar?
Sıcaklardan korunmak için bulunduğumuz yaşam alanlarını aynı çöllerdeki vahalar gibi yapmaya ve oraları korumaya şimdiden başlayalım.
Yoksa sıcaklar bizleri bunaltmaya hep devam edecek.
Saygı ve sevgilerimle…
YORUMLAR