Küresel iklim değişikliği sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkilemeye başladı.
NASA'nın bir açıklamasına göre Akdeniz Bölgesi cehennem sıcaklarını yaşamaya, Ege Bölgesi de daha ılıman bir sıcaklıkla karşı karşıya kalacak deniyor.
Bize göre ülkemizde ılıman bölge Karadeniz Bölgesi kalacak diğer bölgelerimiz çöl iklimine geçmiş olacak diyoruz.
Kısaca serinlemek için bundan böyle Karadeniz Bölgesi’ne gidecek yerli yabancı turistler.
Sıcaklıklar son 150 yıldır görülmemiş derecede yüksek diye haberler geliyor.
Biz 2012 yılında ve daha önceleri gelen sıcaklığı ve kuraklığı yazdık, uyardık.
Yetkililer bu uyarılarımızı dikkate bile almadılar!
Sıcaklıklarla barajlarda suların kuruyacağını zaten su yoksulu olana ülkemizde yaşanacak olayları bir bir sıralamıştık.
Çöl iklimi ile yaşamaya başladık bile.
Bu durumda bir bakıyoruz ormanlarımızda her yerde yanmaya başlamış gidiyor.
Neredeyse tüm şehirlerimizi betonlaşmaya teslim ederken yetersiz yeşil örtümüz ormanlarımızı rant teslim almış durumda.
Şehirlerimiz artık şehircilikten planlamalardan çoktan çıktı!
Alt yapısı üst yapısı olmayan devasa köylerde yaşam her gün biraz daha bitiyor ve bize göre göçler başladı bile!
Nereden anladınız göçleri diye soracak olursanız!
Her gün beton yığınlarına dönen çarpık kentlerden bizi arayan arayana "yaşanacak bölgeler neresi oraya gitmek istiyoruz" diye talepler istekler yağıyor.
Kısaca beton şehirler oksijensizlikten, susuzluktan terk edilmeye başlandı bile.
Rant için o güzelim şehir dışı ormanları yeşil dolarlar uğruna kesenler yakında şehirler boşalmaya başladığında yaptıkları yanlışları görecekler ama iş işten çoktan geçti bile.
Yeşil olmayınca yağmur olmuyor!
Yağmur yağsa bile o suları tutacak ormanlar, ağaçlar kalmadı.
60 cm verimli topraklar orman ve ağaç yokluğundan sellerle akıp gidiyor.
Sebze ve meyveyi hangi verimsiz topraklarda yetiştireceğiz?
Ormanlarımız yanıyor derken aynı anda 4-5 yerde birden alevlerin yükselmesi bizleri kötü düşüncelerle baş başa bırakıyor!
Demek ki birileri rant yani yeşil dolarlar uğruna o güzelim ormanlarımızı yakıyorlar.
Elimize geçen başta iğne yapraklı çam fidanlarını ve tropikal ağaç fidanlarını sıcağa dayanıklı oldukları için tercih edelim ve çevremizde nerede su varsa orada toprakla buluşturalım.
Aynı çöllerdeki yeşil vahalar gibi bölgeler yaratalım.
"Çölleri yeşerten adam" diye birinin geçen gün yurdumuza geleceğini basınımız yazıyordu!
Bizde o kadar yeşili ormanı kesip, yakarak çöle çevirmek isteyen insanın olduğu bir yerde bu çölleri yeşerten adamın hiç başarılı olamayacağını, hatta yurdumuzdaki yeşil katliamını görüp saçını başını yolacağına eminim.
Orman demek yağmur demektir, su demektir, oksijen demektir.
Orman bir Habitat olup binlerce börtü böcek ile hayvanın evidir yuvasıdır, şehridir.
Ormanlarımızı yangınlardan koruyalım ayrıca "2 ayaklı çöl farelerinin" yeşili kesmelerini her yerde engelleyelim.
Gerekirse tek bir ağaç her nerede kesilmek isteniyorsa orada olalım, asla kestirmeyelim.
Çünkü yeşilimiz giderse susuzluğun yanında, kuraklık çekmeye başlar, açlığa mahkum oluruz.
Yeşili korumak için var gücümüzle çalışmalıyız. Saygı ve sevgilerimle…
YORUMLAR