Malumunuz bendeniz ağır bir kanser tedavisi görüyorum.
Bu tedavim sırasında çok sayıda kanser hastası ve tedavilerini görüyor, inceliyor, gelip sizlerle paylaşıyorum.
Erken teşhis bu hastalıkta kurtuluş oluyor.
Bunun için 6 ayda bir Hemogram kan testi, hatta ileri tetkik kan testleri yaptırmanız gerekiyor.
Testler de pozitif çıkarsa hemen hastaneye yatıp hastalığın nerelerinize, hayati organlarınıza sıçrayıp sıçramadığı araştırılıyor ve size uygun tedaviler, kemoterapiler gerekiyorsa doktorlarınız tarafından başlatılıyor.
Bu tedavilerde doktorlarınız hatta hemşireleriniz sizi olumlu ve olumsuz her duruma karşı bilgilendiriyor, asla yapmamanız gereken hareketlere yasaklar getiriyorlar.
Ancak hasta bu yasakları çaktırmadan deleyim, yasakken dışarıdan tuzlu vs. etler, kebaplar getirteyim, yiyeyim derse tedaviniz ilaçların yan tesirleri ile tersine çalışıyor.
Hasta düzeleceği yerde daha da kötü oluyor, fenalaşabiliyor.
İzlediğim hastaların bazıları hastanede diyet yemeklerine uyarken, gittikleri evlerinde gelsin kuzular, kebaplar diye yemeye kalkınca, protokol uyarınca 10 gün sonra döndüğü hastanede hastalığının çok daha feci arttığına şahit olduk.
Doktorlara ve hemşire uyarılarına azami uyma konusunda hep doktorlarımdan övgüler aldım ve diğer hastalara örnek olarak gösterildim.
Erken teşhisi yakalayan bendenizin sadece deride tümörleşmesi mevcuttu, bu tedavim süresince kütlelerin tamamı yok edildi.
Ancak bir grup hasta var ki sigara içenler, maalesef erken teşhisi yakalamalarının kesin olması gerekirken, bu hastaların değil uyarılara, kemoterapi süresince de sigarayı ellerinden düşürmediklerine şahit oldum.
Kısaca bu grup yani sigara içenlerin tamamının maalesef ve maalesef bir müddet sonra tedavilere cevap veremediklerini, arka arkaya mefta olduklarına üzülerek şahit oluyordum..
Sigara içenlerin iç organlarını bu illet hastalık çok çabuk sarıyor, son anda fark edildikleri için getirildikleri hastanede evrelerinin son demlerde olduğu anlaşılıyor, 24 saat öksüre öksüre balgamlar çıkara çıkara mahvoluyorlar, kurtuluşu olmayan bu hastaları doktorlar evlerine gönderip son günlerini akrabaları ile geçirmeleri tavsiyesinde bulunuyorlardı.
Yani sigara kutusunda yazdığı gibi korkunç bir şekilde öldürüyorlardı. (Sigara içenlerin tamamı ya öldüler veya ölmek üzere son günlerini yaşıyorlardı.)
Değerli arkadaşlar, içinde 4.000 zehiri barındıran bu illeti lütfen gelin terk edin, yoksa o sizi terk etmeyip becerecek, yapacağını yapacak diyorum.
Sigara fabrikaları bundan yaklaşık 7-8 yıl önce imal ettikleri bu maddelere biraz daha bağımlılık yapsın da satışları katlansın diye çekici maddeler ilave ettiler.
Takip ettim gerçekten sigara tiryakileri daha çok içmeye başladılar.
Her yıl dünyada 150 milyon insan sigara içmekten ölüyor.
Sigara içmediği halde yakınlarının balkonda veya pencerede içiyorum kimselere zarar vermiyorum açıklamalarına rağmen yaklaşık 15 milyon kişi de pasif içicilikten ölüyor.
Bitti mi hayır bitmedi yine yaklaşık 1-2 milyon bebek de yanında, yakınında sigara içen anne ve babalarının, akrabalarının kurbanı oluyor ölüyorlar. (Rakamlar net değil yaklaşık olup sürekli artış kaydetmektedir.)
Ha unutmadan yıllar önce yine fıtık için hastanede yatarken 4 hastanın biri ben 2'si sigaradan diğer hasta başka hastalıktan yatarken odaya doktor girdi ve ciğerlerine su hortumu bağlı hastalara dönüp "Bakın arkadaşlar her ikinizin de 2 ciğerinden birisinin zarları sönmüş, geriye tek ciğeriniz kalmış, siz bu durumda sigara içmeye devam edecek misiniz?" diye sordu.
Her 2 hasta da aynı anda "Yok biz bir daha tövbe bırakıyoruz sigarayı" demişlerdi.
Ne kadar sözlerinde durduklarını bilmiyorum.
Değerli arkadaşlar siz siz olun bugünden tezi yok hemen sigarayı bırakın ve hemen ilk yapacağınız doktorunuza gidin teslim olun, kan testlerinizi 6 ay değil 3 ayda bir yaptırın ve ölüme karşı tedbirinizi alınız diye tavsiyede bulunuyorum.
Sigara içenlerde erken teşhis bile kâfi değil büyük risk taşıyorlar, çok kısa zamanda evre atlıyor ciğerleri ve diğer hayati organlarınızı sarıyor diye uyarıyorum.
Kısaca sigarada en büyük risk bir parmağınızın incinmesinden veya gripten gittiğiniz doktorunuzun "Maalesef kanser olmuşsunuz son günlerinizi yaşıyorsunuz" demesini asla beklemeyiniz (böyle hastalıklarını öğrenenlerin çokluğuna hayretler ettim).
TEŞEKKÜR!
Ağır bir hastalıkla bir ayağım İzmir Atatürk ve Araştırma Hastanesi'nde geçiyor günlerim.
Son olarak Sağlık Raporlarım için ellerinden gelen her türlü yardımı esirgemeyen, yüzde 92 engelli olduğum için öncelik tanıyan, Sağlık Kurulu Personeli olarak başta Baş. Yrd. sayın Op.Dr. Kutan Özer olmak üzere, Şef sayın Ayfer Bulut Kaya'ya, Sağlık Teknikeri sayın Bahattin Elmacıoğlu'na, Memur Ragıp Dağtekin'e, Abdülkadir Bucakbaşı'na, Sibel Kızıldoğa'ya, Nihavent Yamanoğlu'na, Hıdır Dürmüş'e, Dursune Baştürk Otu'ya, Hülya Oduncu'ya, Davut Yersel'e ve Heyet Polikliniklerinden Akın Işık ile Belgin Erzin'e çok teşekkür ediyorum.
YORUMLAR