Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk "Yurtta sulh cihanda sulh" demiş uyarmış!
Biz bunu kısaca vatanımızın kapladığı sınırlar içinde ona sahip çıkarak kardeşçe yaşayalım ve komşularımızla barış, dostluk içinde yaşayalım, savaştan kaçınalım diye anlıyoruz.
Ancak biz ne kadar barışı savunsak, dostluk elimizi uzatsak da iç ve dış düşmanlar hiç boş durmuyor, çıkarları için yıllardır kanlarımızı döküyor, görevlilerimizi şehit ediyorlar.
Tam 35 yıldır içimizden, dışımızdan ülkemize saldırılar devam etti, 100 milyarlarca dolar maddi kaybımızın yanında binlerce canımızı aldılar kanlarını akıttılar.
Ne için?
Sömürgeci, emperyalist ülkeler çıkarları beleş petroller için 100 yıl önce bölgemize gelip Arapları para ve altınlar karşılığında kandırıp Osmanlı İmparatorluğu'na karşı kışkırttılar.
Araplar aldıkları altınlar karşılığında Osmanlı askerlerini tuzaklara düşürüp vurdular, öldürdüler, esir aldılar.
Sonunda Osmanlı İmparatorluğu çökmeye başladı, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları bu çöküşe dur dediler, şimdiki vatanımızı işgale kalkan çok sayıda düşman devletlere karşı kurtuluş savaşı başlattılar.
Türk ulusu ayağa kalktı. Kadın, erkek, Türk, Kürt, Laz, Çerkez tek yumruk oldular ,düşmanlara karşı yıllarca savaştılar, şimdiki yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti'ni birlikte kurdular.
Aradan 100 yıl geçti, aynı dış ve iç düşmanlar yine harekete geçtiler, bölgeye geldiler, savaş çıkarmaya, kan dökmeye başladılar.
Bu dış düşmanlar kendi ülkelerindeki asker ailelerinin bölgede ölen çocukları için büyük tepkiler vermesiyle kendi askerlerini geri çekmek zorunda kaldılar.
Ama hedefleri beleş petrollere sahip olmak için kendi askerlerini kullanamayınca bu defa yıllarca besleyip semirttikleri silah eğitimi verdikleri teröristlerini bölgeye "gidin orada ne kadar müslüman halk varsa vurun göçe zorlayın evlerini şehirlerini yakın yıkın insansızlaştırın ki rahatça petrol kuyularına ulaşalım" dediler.
Amerika, İngiltere, Fransa, İsrail, Almanya kısaca AB ile Rusya bölgedeki zengin petrol kuyularına sahip olmak için tüm silahlarını, uçaklarını, gemilerini silahlandırıp bölgeye gönderdiler.
Bir taraftan tepeden savaş uçakları diğer yandan savaş gemileri (Ruslar bir taraftan binlerce km öteden Hazar Denizi'ndeki donanmasından füzelerle Suriye'yi vuruyor) ile Suriye ve Irak vatandaşlarını, onların şehirlerini vururken, diğer yandan besledikleri teröristleri ile karadan masum insanları vurup kentleri yakıp yıkıyor, harabeye çeviriyorlar.
Tekrarlıyorum bu sömürgecilerin tek hedefleri gayeleri var!
Ortadoğu'yu müslümanlardan, Araplardan arındırmak, bölgeyi insansızlaştırmak.
Bölgedeki petrol kuyularına el koyup zenginliklerine zenginlikler katmak.
Bu sömürgecilerin ortak özellikleri "bizler özgürlükler ve insan haklarını tam uygulayan ülkeleriz" diyerek sahte reklamlarını artık tüm dünya yemiyor tersine endişe ile izlemektedir.
Sömürgecilerin 1952 yılında NATO'ya girişimizle başlayan ve yaklaşık 35 yıldır hız kazanarak süren bizi aynı köleleri gibi kullanmaya kalkmalarını aynı salak yerine koymalarını kabullenmemiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne ve ülkemizde yaşayan vatandaşlarımıza asla yakışmamaktadır!
Sömürgeciler Ortadoğu'da yani bölgemizde bize 35 yıldır yüz milyarlarca dolar zarar verdirmişler, ya ölenlerin kanları, tazminatları ne olacak, ne zaman o katillerden sorumlularından bunları istemeye başlayacağız?
Ülkemize zarar veren maddi ve manevi kayıplarımızı neden bu eli kanlı ülkelerden devletlerden istemiyoruz?
Şimdilerde elimiz çok daha kuvvetlendi çünkü besledikleri teröristlerin arkasında durmaya başladılar, inkar bile etmiyorlar, onları kullandıklarını kabulleniyorlar.
Bizim milyarlarca dolar kayıplarımız ve insan kayıplarımızın tazminatlarını istemek hakkımız değilse ülkemiz sürekli keklenecek, aldatılacak, hakları verilmeyecek bir istisna ülke midir?
Geliyoruz bu eli kanlı sömürgecilerin ülkelerini vurduğu Irak ve Suriye'yi insansızlaştırırken ülkemize sığınan 3 milyon mültecinin hakları ne olacak?
Yıllarca soykırım diyerek ülkemize her türlü baskıyı uyguladılar!
Günümüzde Ortadoğu'da soykırım dahil her türlü haksızlık yapılıyor, masumların kentleri, evleri vuruluyor ölenler ölüyor, sağ kalanlar ölmemek için ülkemize sığınıyor.
Sömürgeci emperyalist ülkeler bu 3 milyon ve daha fazla bu sıralar Afganistan'dan da mülteciler ülkemize akın ediyorlar da onların terk ettikleri topraklardaki hakları tazminatları ne olacak?
Kısacası eli kanlılar bundan sonra düşünmeye başlasınlar "3 milyon Suriyeli ve Iraklı mültecilere verilecek tazminatlar ve toprakları geri vermek için çalışmaya hemen başlasınlar" diyoruz.
Bu sömürgeciler Iraklıların ve Suriyelilerin nüfusları ve ölenlerin hakkı olan topraklarını geri almaları karşılığında bölgede ne kadar toprak ve geçimlerini temin edecekleri, zararlarını karşılayacakları kadar petrol kuyularını onlara bırakacaklar?
Madem bölgede petrol savaşları sürüyor o zaman anlaşmalarla bize bırakıldığı söylenen Kerkük petrollerinin yıllarca bize ödenmeyen yüzde 10 gelirleri ne olacak, ne zaman bize toptan ödenecek?
35 yıldır ülkemize verdirdikleri zararları nasıl tazminatlarla geri alacağız?
Son olarak bize sığınan günümüzde tehcire uğrayan 3 milyon mültecinin topraklarını, tazminatlarını geri vereceksiniz ne zaman bize ülkemize ödeyeceksiniz?
YORUMLAR