Okyanus ötesinden geldiler, tüm Ortadoğu ülkelerini ateşe verdiler!
Süper devletler, beleş petrol ve diğer çıkarları için yandaş ülkeleri ve çok sayıda terör gruplarını da kullanarak, bahaneler üreterek masumlara saldırıyorlar, oluk oluk kanlarını döküyorlar.
Tam bir tiyatro oyunu oynayarak bölgedeki ülkeleri, şehirleri, köyleri yakıp yıkıyorlar.
Bunların elleri kanlı ve gözlerini petrol bürümüş.
Kendi hallerinde bu Ortadoğu ülkelerinde yaşayan masum insanlar, tepeden inen teknolojik silahları ile mücadele edemeyip doğup büyüdükleri, helal ekmeklerini kazandıkları yaşam yerlerini ölmemek için terk ediyor, göç etmeye başlıyorlar.
Göç eden bu insanlarda vatanını savunma mücadele gücü yoktur, kolayı seçiyorlar kaçıyorlar.
Çünkü temelleri yoktur, yıllarca sömürgeci ülkelerin köleleri olmuşlar, bazen para, bazen altın alıp kendilerine yakın güçlere yardımcı olmuş, Osmanlı gibi kendilerine sahip çıkan güçlere ihanet etmişlerdir.
Geldiğimiz noktada resmi rakamlara göre 2 milyon 200 bin Suriyeli göçmen son olaylarda ülkemize göç edip kendilerinin ve ailelerinin canlarını kurtarmayı seçmişlerdir.
Ancak ülkelerindeki işi ve kazancı ülkemizde bulamamış olan bu Suriyeli göçmenler, kendilerini vuran cellatlarına AB ülkelerine gitmek için sınırlar kapılarımıza yığılmışlardır.
AB kendi silahları ve kendi besleme teröristleri ile ülkelerini vurdukları bu insanları almak yerine, sınırlarını Suriyeli mültecilere kapamışlardır.
Bu göçmenler çok çeşitli yollarla AB'ye gitmek için çaba gösterirken, sınırlarını geçtikleri ülkelerde durdurulmuş, engellenmiş, gitmek istedikleri hedef ülke Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ileri ülkelere az sayıda ulaşan çıkmıştır.
Bu durumda binlerce göçmen mülteci ülkemizden AB'ye gitmek için hemen her gün Ege Denizi'nde boğulmakta, mezarları deniz olmaktadır.
Bizler Ege Bölgemizde oturduğumuz için hemen her gün bu mültecilerle karşı karşıya gelmekteyiz.
İçlerinde kılık kıyafetleri düzgün ceplerinde bolca dolar ve euro olanları görmekteyiz.
Ancak çoğu parasız ve perişan durumdalar.
Ekmek verin anında aralarında paylaşmakta, açlığın ne kadar kötü bir şey olduğunu görebilmekteyiz.
İnanın bazen aldığım ekmekler kadar o Suriyeli göçmenlere ve çocuklarına da acıdığım için onlara da ekmekler alıp yemelerini karınlarını doyurmalarını izlemekteyim.
İzmir'de yine bir aile ile karşılaştım trafikte duran arabalardan dileniyorlardı.
Bir baktım bir Suriyeli çocuğun elinde aşure dolu kap!
Yoğurt kabındaki aşureyi sıkı sıkı tutayım derken birden plastik kap içine göçtü ve aşurenin yarısı yerlere döküldü.
Baktım çocuk ağlamaklı hemen "al şu parayı git hangi bakkaldan aldıysan oradan yenisini al üzülme" dedim.
Suriyeli çocuk bana döndü kırık Türkçesi ile "ama bana arabadaki adamlar verdi" deyince inanın ben de üzüldüm yanımda aşure dolu bir kap olmadığına.
Hemen onlara en yakın fırından simitler aldım, dökülen kabın içinde kalan aşure ile karınlarını doyurmaya çalıştım.
Annelerine de kucağındaki bebek için süt alması için yine para verdim.
Çocukları konuşturup "geceleri nerede kaldıklarını" sordum.
"Kadifekale semtinde kaldıklarını çadır olmadığı için her gün gökyüzüne bakarak soğuktan titreye titreye uyuduklarını" anlattılar.
Değerli okurlarım, bizi dünyada cani tanıtan insanlara inat bu ülkemize ve bizlere sığınmış insanlara yardım elimizi uzatalım, yoksa açlıktan ve soğuktan sokak hayvanları gibi hastalanıp ölüp gidecekler.
Bu göçmenler ülkemize sığınmışlar, bizler rünyaya insanlığımızı gösterelim, iyi bir örnek olalım yardım edelim diyorum.
Baksanıza kendilerini sözde demokrasinin ve özgürlüklerin, insan haklarının beşiği gibi gören, reklam eden AB'liler bu göçmenleri almak yerine bize rüşvet eurolar teklif etmeye, bu göçmenleri bize göndermeyin diyerek kandırmaya çalışmaktadırlar.
Batılı devletler işledikleri insan hakları ayıplarının altında ezilmeye başlamış, maskeleri düşmüş gerçek yüzleri ortalara dökülmüştür.
Lütfen elimizden geldiğince Suriyeli binlerce insana soğuk kış günlerinde ısınmaları için başta giysiler, çadırlar, yiyecekler, ekmek varsa aşure, lokma verelim onların karınlarını doyuralım bağrımıza basalım.
İnsanlığımızı gösterelim, dünya ibretle takdirle izlerken Türk milleti tarihe örnek olarak geçsin, eli kanlı batılıların ağızları kapansın diyorum.
Teşekkür: Sağlığım ile ilgili yurtdışından gelen ilaçlarımın temininde acil olarak yardımlarını gördüğüm Türk Eczacıları Birliği'nden sayın Semra Sezgel ve sayın Şengül Engin'e ayrıca Karaburun Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ile bölgemizdeki eksik çöp konteynerlerine takviye yapan personeli Ali Akagündüz ve Ali Sucu'ya çok teşekkür ediyorum.
YORUMLAR