Bu sıra ülkemiz için alarm zilleri çaldıran susuzluğu ve kuraklığı ha bire yazıyor, uyarıyorum!
Tehlikenin farkında bile değil başımızdakiler.
Yıllardır yazdım, tekrar tekrar yine yazıyorum.
Kısıtlı sularımızı, akarsularımızı hoyratça kullandık!
Barajlardan sulama adına açık kanallarla kilometrelerce suları kızgın güneşte akıttık.
Sulama alanına varıncaya kadar kanallarda veya toprakta büyük bir kısmını heba ettik.
Damlama sulamaya bir türlü geçemedik.
Toprağı ve sel sularını tutan ağaçları rant uğruna veya yangınlarla yok ettik.
Ben bu yaşıma geldim ülkemizde hortum nedir bilmezdim!
Kuraklık ve çöl iklimi bize her yerde hortumlarla merhaba dedi.
Ülkemizin yeraltı sularının yüzde 40'ını barındıran Konya Ovası'nı göz göre göre izinsiz açılan 60 bin kaçak kuyu ile kuruttuk, yok ettik.
Aslında biz çok sefer uyardık ve Türkiye sularını Konya'ya akıtalım, yeraltı depolarında saklayalım dedik kimselere duyuramadık.
Barajlarda aşırı sıcaklarla buharlaşan suları en iyi saklayacağımız yerlerden birisi yeraltı depolarıydı, bu işi de beceremedik.
Şimdi yumurta geldi kapıya dayandı!
Susuzluk ve kuraklık aldı başını gidiyor.
Sulardan sorumlu Bakan çıkmış "falan şehrimizi 40 yıllık su sorununu hallettik" diye açıklamalar yapıyor, sürekli benzer beyanatlar veriyor!
Sayın Bakan’a soruyorum "Haşa Allah ile 40 yıllık anlaşma mı yaptınız ki ülkemize sürekli yağmur yağdıracak?"
Sorumsuzca açıklamalar yapıp duruyorlar, susuzluk her gün daha da kendini gösterecek hale geliyor.
Köylerimizi AB istedi diye her gün akaryakıta dünya rekoru zamlar yapıp boşaltıyor ve şehirlerimizin nüfuslarını rant için yeşil dolarlar uğruna devasa büyütüp duruyorlar.
Bize göre 1 milyonu aşmışsa nüfusu bir şehrin orada alt, üstyapı ile su, elektrik sorunları başlamıştır demektir.
Siz 15 milyonluk İstanbul ile Ankara, İzmir gibi şehirlerimizi nasıl hangi sularla doyuracak, yaşamı sürdüreceksiniz?
Bize göre bu işin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Yakında büyük büyük şehirlerimizde çok çok büyük sorunların yanında nüfusa yetmeyen su sorunları patlayacaktır.
Çünkü tedbirler alınmadı.
Allah’la (haşa) yağmur yağsın diye sözleşmelerde yapılamadı ve seyreyleyin gümbürtüyü.
Bu iktidar solcuların İstanbul'daki su kaynaklarının yokluğu ile önce belediyelere sonra hükümete gelmişlerdi.
Şimdi kalmayan yok olan sular ile iktidardan nasıl gidecekler hep birlikte görecek izleyeceğiz.
Saygı ve sevgilerimle.
YORUMLAR