Türkiye Cumhuriyetimiz kuruluş itibariyle Türk örf ve adetlerine bağlı son derece dürüst siyasetlerle takviye edilmişti.
Ancak Amerika, İngiliz ve 2 yüzlü batı zaman içinde ülkemizi bölüp parçalamak adına en küçük birimi aileleri de birbirine düşürüp parçalamaya kalktılar.
Dürüstlük yerini dürüst olmayan çıkarlara dayalı ahlaksızlığa, yalancılığa, soygunculuğa, kul hakkını yemeye, insana saygı duyamamaya bıraktı.
Yüzyıllardır gelen Türk örf ve adetlerimiz rafa kaldırıldı.
Atasına, babasına, annesine, kardeşine, akrabasına, komşusuna, milletine saygı duymayan sadece cebini ve çıkarlarını düşünen lay lay lom bir toplum ortaya çıkmaya başladı.
1960'lı yıllara kadar aileye, komşularına, milletine son derece sadık ve saygılı, mutlu, huzurlu o güzel toplumumuz hızla bozulmaya başladı.
Bozulan toplumda en küçük birim çekirdek ailelerde çözülme oldu.
Büyüğüne saygı, küçüğüne sevgi besleyen toplumdan eser kalmadı.
En basit örnek binin toplu taşıma araçlarına engelliler, yaşlılar ayakta seyahat ederken, gençler hatta çocuklar koltuklarda kafalarını sağa sola kaçırıyorlar aman oturduğum işgal ettiğim koltuktan bu yaşlılara yerimi kaptırmayayım havasındalar.
Bizim nesil küçükken yaşlılara, hamilelere ve engellilere toplu taşıma araçlarında sürekli yerimizi vermekten hep ayakta giderdik, ne yazık ki yaşlandık yine ayakta gidiyoruz, bizlere yer vermeyen yeni nesiller yüzünden.
Geçen gün bir arkadaşım anlattı!
"Komşumun evi karşımda bahçeli, 2 katlı. Kendisi Almanya'da işçi bendeniz onun evinin bahçesini tam 20 yılda yaz kış baktım ellerimle diktiğim çitleri, bitkileri yetiştirdim, ağaç fidanları meyve fidanları aldım, ektim, diktim hatta bahçenin bir bölümünü çim yaptım hatta o çimi biçmek için yine cebimden harcama yaptım, çim biçme makinası aldım. Yıllarca bahçesine musluk takmadı benim evimden hortum çektim suladım, bitkileri ilaçladım, çapaladım altlarına her yıl gübrelerini attım. Görenlerin ifadesiyle komşumun bahçesini aynı bir Karadeniz yeşilliğine büründürdüm, süper bir hizmet verdim. Komşum bana bahçemi sula dedi, 20 yıldır eksiksiz suladım, çitlerimi biraz daha yükselt dedi yine dediğini yaptım her ay çitlerini kestim budadım ama komşum bu kadar büyük hizmetin karşılığında çıkarıp arkadaş bu kadar uğraştın, didindin cebinden harcadın, zamanını harcadın bahçemi suladın yetiştirdin artık bir hesap çıkar ödeyeyim asla demedi. Bir baktım izne gelmiş ilk işi bana hadi seninle dünür olduk demesiyle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü! Meğer benim büyük oğlumla tek kızını İstanbul'da evlendirmiş beni de düğüne davet edeceğine hatta senin görüşün ne bu evlilik için sormamış bile bu nasıl bir örf ve adetlerimizin ters yüz edilmesidir, bu nasıl bir komşuluktur ki 20 yıldır tek kuruş ödeme yapmadığı sürekli borçlandığı kapı karşısındaki insanlara komşularına bu nasıl ihanettir anlayamadım" diye ağlamaklı uğradığı ihaneti anlatmasıydı.
Toplumumuz ailelerimiz ve komşularımız da bozulan değerlerimizle birlikte yozlaşıyor, değişime uğruyor bozuluyorlar.
Bu aşağıda yazacağımız Türk adetlerimiz örflerimiz nerede kaldı?
"Türk toplumundaki örf ve adetler eski Türklerin göçebe yaşam tarzlarından ve Müslüman olduktan sonra Araplardan edindikleri yeni kültürün harmanını oluşturur. Örf ve adetlerimiz temelde güzel ahlak, hoşgörü ve insana hizmet üzerine oluşmuştur. Ancak zamanla batıl düşüncelerin de aralarına karışması örf ve adetlerimizi değiştirmiş düşüncelerimizi etkilemiştir, toplumda bozulma başlamıştır.
Örfler daha geniş kapsamlı olmakla beraber toplumun tüm kesimini etkiler, adetler ise belli yörelerdeki insanlarımızın yaşam tarzları coğrafi etkilerin de neden olduğu beslenme ve tat damak zevkini belirlemiştir.
Türk toplumundaki örflere örnekler
*Çok eski zamanlardan günümüze kadar kutlanan Nevruz bayramı örflerimizden bir tanesidir.
*İnsanlara karşı hoşgörülü olmamız, insanlara sevgiyle yaklaşmamız, yardım sever olmamız, kutsal dinimizin bizlere emrettiği özellikler olmakla beraber bunlar bizim örfümüzü oluşturur.
*Mücadeleci bir ruha sahip olmamız, asla pes etme düşüncemizin olmaması yine bizim örflerimizden gelir.
Türk adetlerine örnekler
*Bebeklerin kordonlarının önemli yerlere saklanması.
*Misafire değer verilmesi.
*Nişan ve düğünün yapılması birer adettir.
*Dünür gitmek adettendir.
Dünür komşumun anlattığı gibi milli ikramiye gibi çekiliş değildir, örf ve adetlerimizi eksiksiz yerine getirmektir.
Sonuç olarak, batının toplumumuzu bozmak için yaptığı girişimleri tersine çevirme ve Türk milleti olarak aslımıza fabrika ayarlarımıza kesin dönüş yapmak zorundayız.
Yoksa parçalanır gideriz, kimseler göz yaşlarımıza bakmaz.
Türk örf ve adetlerimiz vazgeçilmezimizdir, bir an önce yeni nesillere bu geleneklerimizi, göreneklerimizi anlatmak onların beyinlerine işlemek zorundayız.
YORUMLAR